Webhocam

Çoğu insanın bilim kitaplarından ve belgesellerden ve bildiği üzere evren, maddeden ve karanlık maddeden oluşur. Ancak ne yazık ki bu bilgi aslında tam olarak doğru değildir. Bu iki madde türü dışında evrende bilinmeyen bir madde türü daha vardır, karanlık enerji.

Bilim insanları ve astrofizikçilerse uzun yıllardır bu karanlık enerjinin evrende ne kadar yer kapladığını hesaplamak için durmadan araştırmalar yapıyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir dizi bilimsel makale ise evrenin (kabaca da olsa) haritasının çıkarıldığını gösteriyor.

Soldaki harita: Güney Kutbu Telekskobuyla alınan veriler

Sağdaki harita: Karanlık Enerji Araştırması tarafından toplanan veriler

Beyaz alanlar: Madde ve karanlık maddenin bulunduğu yerler

İsterseniz öncelikle karanlık enerjinin ne olduğundan başlayalım. Bildiğiniz gibi şu anda bilinen iki madde türü mevcut, etrafımızda gördüğümüz her şeyi oluşturan madde ve var olduğu fizik kurallarıyla ispatlanan, kütle çekimi olan ancak göremediğimiz karanlık madde. Karanlık enerji ise bu iki madde türüne de girmeyen ve şu anda var olduğu bilindiği ve ispatlandığı halde tam olarak ne olduğu bilinmeyen yeni bir tür madde olarak açıklanıyor.

İşte bilim insanları tam olarak bu yeni madde türünün evrende kapladığı alanı öğrenmek için bir araştırma yaptı. “Karanlık Enerji Araştırması” adı verilen bu çalışmada elde edilen çeşitli fotonlar ve ışık dalga boyları, Güney Kutbu Teleskobu tarafından elde edilen mikrodalga ışınlarıyla birleştirildi.  Daha sonra elde edilen verilerden maddelerin ve karanlık maddenin bilinen verileri çıkarıldı ve ortaya yukarıda gördüğünüz harita çıktı.

Yapılan tahmini hesaplamalara göreyse bu karanlık enerji, evrenin %68’ini kaplıyor. Yani aslında evrenin neredeyse tamamı diyebiliriz. Çünkü (CERN verilerine göre) madde evrenin sadece %5’ini kaplarken karanlık maddeyse evrenin %27’sini kaplıyor. Astrofizikçilere göreyse karanlık enerji, aslında evrenin sürekli genişlemesine neden olan asıl “şey”.

Tabii ki doğal olarak aklınıza bu araştırmanın ne gibi bir faydası olacağı geliyor. Basitçe açıklamak gerekirse bu elde edilen verilen bilim insanlarının evrenin işleyişi, büyümesi ve hatta gezegenlerin oluşumu dahil pek çok konuda yanılmış olabileceklerini ve bu karanlık enerjinin gezegenlerin ortaya çıkışından tutun da evrenin oluşumuna kadar pek çok teorinin ve bilimsel kanıtın yeniden değerlendirilmesine ve ilerleme kaydedilemeyen araştırmalarda büyük bir başarı kaydedilmesine neden olabilir.

Yani özetle bu karanlık enerji, evren hakkında bilinen ya da bildiğinizi düşündüğünüz her şeyi sorgulamanıza neden olabilir.