Eğer Başarırsak Uzay Araçlarında Havalı Pozlar Verebileceğimiz Yapay Yerçekimi Oluşturmak Mümkün mü?

Star Trek, Star Wars, Battlestar Galactica, 2001: A Space Odyssey gibi popüler bilim kurgu dizi ve filmlerinde dikkat ettiyseniz sonsuz uzay boşluğunda dolanan uzay araçlarının içindeki insanlar sanki Dünya’da bir yerdeymiş gibi yere sağlam bir şekilde basıyorlar. Gerçek uzay görevlerindeki astronotları izlediğimiz zaman ise aracın içinde, boşlukta süzüldüklerini görüyoruz. Çünkü yapay yerçekimi, kurgusal bir yapı.

23.02.2022 19:45:12 tarihinde yayınlandı.

Star Trek, Star Wars, Battlestar Galactica, 2001: A Space Odyssey gibi popüler bilim kurgu dizi ve filmlerinde dikkat ettiyseniz sonsuz uzay boşluğunda dolanan uzay araçlarının içindeki insanlar sanki Dünya’da bir yerdeymiş gibi yere sağlam bir şekilde basıyorlar. Gerçek uzay görevlerindeki astronotları izlediğimiz zaman ise aracın içinde, boşlukta süzüldüklerini görüyoruz. Çünkü yapay yerçekimi, kurgusal bir yapı.

Yapay yerçekimi oluşturmak teorik olarak mümkün. Temel fizik kuralları, böyle bir yapının oluşturulabileceğini söylüyor. Ancak pratik fizik, bu konuda o kadar da kolay uygulanabilir bir tablo çizmiyor. Yapay yerçekimini oluşturacak merkezcil kuvveti oluşturmak için yepyeni ve kocaman uzay araçları inşa etmemiz gerekiyor. Üstelik yapay yerçekimi, tüm uzay görevlerinde gerekli olan bir yapı da değil.

Uzay araçları, Dünya’dan uzaklaştıkça gezegenimizin yerçekimi etkisinden sıyrılırlar. Başka bir uzay cisminin yerçekimi etkisine girmek ise hareket halinde bir araç için mümkün değildir. Yerçekimsiz, ağırlıksız ortamda kalan uzay aracındaki insanlar; alışık olmadıkları bu durum nedeniyle pek çok sağlık sorunu ile karşı karşıya kalabilirler.

Yapay yerçekimi, uzay aracında Dünya yerçekiminden uzak kalmış insanların sağlık sorunları yaşamaması için oluşturulabilecek bir yapıdır. Bu yapı sayesinde araçtaki insanlar, Dünya yerçekimine benzer bir ortam içinde seyahat edebilirler. Böylece yerçekimsiz ortam nedeniyle oluşacak sorunlar en aza indirilir.

Aslında yapay yerçekimine şu an için ihtiyacımız yok. Yıllardır başarıyla gerçekleştirilen uzay görevleri, bu durumu kanıtlıyor. Ancak bu uzay görevleri, görece kısa süreli uzay seyahatleridir. Yapay yerçekimine ihtiyaç duyulmamasının nedeni budur.

Bir gün Mars’a ya da çok daha uzak gezegenlere yolculuk yapacağımız zaman ya da oralara yerleşeceğimiz zaman ise yapay yerçekimi gerçek anlamda hayat kurtarıcı olacaktır. Çünkü yerçekimi olmadan o kadar uzun süre sağlıklı kalmamız, hatta yaşamamız mümkün değil.

Yapay yerçekimi ihtiyacımızın en önemli nedeni kan akışımızdır. Yerçekimi olmadığı zaman kan beynimize toplanabilir. Aynı şekilde kaslarımız ve kemiklerimiz boşlukta süzüldüğümüz için bir süre sonra olur olmadık sorunlar ortaya çıkarabilirler. Dünya bizim için muhteşem yaşam şartlarına sahip. Bu yaşam şartları bozuldukça, yaşam kalitemiz de azalır. Bu nedenle yapay yerçekimine ihtiyacımız var.

Evet, yapay yerçekimi oluşturmak mümkün. Hatta fizik kuralları çerçevesinde incelediğimiz zaman teorik olarak yapay yerçekimi oluşturmak oldukça kolay. Yalnızca söz konusu uzay aracının dairesel bir döngü izlemesi ve bu döngü sonucu ortaya merkezcil bir kuvvet çıkması yeterli. Alın size yapay yerçekimi.

Biz farkında olmasak bile Dünyamız, her an bize bir kuvvet uyguluyor. Bu kuvvet sonucu yaşıyor ve ayaklarımızı yere sağlam basıyoruz. Dünya’nın uyguladığı kuvveti, basit bir döngü sonucu elde edeceğimiz merkezcil kuvvet ile taklit etmemiz mümkün. Yeter ki uzay aracımız bu döngü sonucu kuvvet oluşturacak kadar büyük olsun.


Kaynak webtekno.com

 

Yeni iMac Pronun Kendine Hayran Bırakan Özellikleri Ortaya Çıktı

Apple, her yıl kullanıcılarını yeni ürünlerle tanıştırmaya devam ediyor. Şimdiyse uzun süredir durumu merak edilen olası bir iMac Pro hakkında ilk detaylar ortaya çıktı. 2022 yılının ilk yarısında çıkması beklenen cihazla ilgili bilgiler yeni Apple ürünler hakkında elde ettiği bilgileri sızdırmakla ün yapan Dylandkt tarafından ortaya atıldı.

11 Yıl Öncenin Efsanelerinden iPhone 4S’in Şimdi Kulaklara Şaka Gibi Gelen Özellikleri

Akıllı telefon denilince akla ilk gelen markalardan biri olan Apple, uzun yıllardır tanıttığı her cihazda hem donanım hem tasarım açısından birçok yeniliğe imza attı. Bunlardan en dikkat çekeni ise 14 Ekim 2011 yılında tanıttığı iPhone 4S olmuştu. Çok kısa bir süre içerisinde oldukça yüksek satış rakamlarına ulaşmayı başaran iPhone 4S, özellikleriyle de oldukça dikkat çekiyordu.