Webhocam

Son haftalarda Twitter’ın gizli dosyalarını bir bir paylaşmaya başlayan Elon Musk, bir yenisiyle daha karşımıza geldi. Musk’ın ifşa dosyalarının bu seferki konusu, Twitter’ın COVID-19 salgınının zirvesinde uyguladığı politika oldu.

David Zweig aracılığıyla paylaşılan yeni bilgiler, Twitter’ın COVID-19 tartışmalarını büyük ölçüde elle yönettiğini gösterdi. Twitter, doğru olsa bile ABD yönetimi aleyhine olan bilgileri sansürlüyor, karşı çıkan doktor ve uzmanları itibarsızlaştırıyor, resmi verileri paylaşan sıradan kullanıcıları bile susturuyordu.

“Twitter'da The Free Press için görevdeyken incelediğim dahili dosyalar, hem Trump hem de Biden yönetimlerinin, platformun pandemi içeriğini kendi isteklerine göre düzenlemeleri için doğrudan Twitter yöneticilerine baskı yaptığını gösterdi.”

Twitter belgeleri, ABD hükûmetinin baskısı doğrultusunda hareket eden platformların sadece Twitter ile de sınırlı olmadığını gösterdi. Yönetimin düzenlediği toplantılara Google, Facebook, Microsoft ve diğer çeşitli teknoloji şirketlerinin de katıldığı resmen belgelenmişti.

Twitter’daki içerik moderasyonu genellikle yapay zekâ ile gerçekleştirilse de, Filipinler gibi bazı ülkelerde bu moderasyon üçüncü taraf kişilerin sorumluluğunda oluyordu. Fakat bu kişiler, uzmanlıklarının yetmediği konularda da moderasyon gerçekleştiriyor, pek çok sağlık tartışmasını ister istemez en baştan yok ediyordu.

Harvard Tıp Okulu’ndan Martin Kulldorf’un paylaştığı yukarıdaki Tweet, Twitter yönetimi tarafından doğrudan bir önlemle karşılaştı. Kulldorf, Tweet’inde aşının özellikle yüksek riskli kategorideki bireyler için önemli olduğunu, doğal enfeksiyona maruz kalanların aşıya ihtiyaç duymadığını öne sürmüştü.

Twitter yönetimi ise bu Tweet’in COVID-19 hakkında yanlış bilgilendirme politikalarını ihlal ettiğine hükmetmişti. Görüşün, ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’nin (CDC) rehberine karşı olduğu ifade edildi. Tweet, sonrasında ‘yanıltıcı’ olarak etiketlendi.