James Webb Uzay Teleskobundan Gelen Görüntüler Bize Ne Anlatmak İstiyor? (Evrenin Sırları Yavaş Yavaş Aydınlanıyor...)

NASA, uzun yıllar süren bekleyişin ardından James Webb Uzay Teleskobu’nu geçtiğimiz yıl uzaya fırlatmıştı. Uzayın hiç keşfedilmemiş yanlarını bizlere göstermek için görevine başlayan teleskoptan ilk görüntüler geçtiğimiz günlerde gelmişti. Uzay teleskobunun çektiği ilk renkli fotoğraf, ABD Başkanı Joe Biden’ın katılımıyla gerçekleştirilen bir etkinlikte NASA, tarafından paylaşılmıştı.

14.07.2022 22:45:15 tarihinde yayınlandı.

NASA, uzun yıllar süren bekleyişin ardından James Webb Uzay Teleskobu’nu geçtiğimiz yıl uzaya fırlatmıştı. Uzayın hiç keşfedilmemiş yanlarını bizlere göstermek için görevine başlayan teleskoptan ilk görüntüler geçtiğimiz günlerde gelmişti. Uzay teleskobunun çektiği ilk renkli fotoğraf, ABD Başkanı Joe Biden’ın katılımıyla gerçekleştirilen bir etkinlikte NASA, tarafından paylaşılmıştı.

Salı günü yapılan bu etkinlik ve tüm dünyanın merakla beklediği görüntülerden sonra süper güçlü optik alet olarak adlandırılan James Webb Uzay Teleskobu’ndan (JWST) daha fazla görüntü geleceğine kesin gözüyle bakılıyor. İlk gelen beş görüntü, büyük bir başarıyı ve insanlığın uzaya daha da ayrıntılı şekilde bakabilmesini sağlamak için 26 yıllık bir sürecin doruk noktası olarak kabul ediliyor. Hadi gelin hep birlikte bu beş görüntünün evren hakkında bizlere ne anlatmak istediğine göz atalım.

Yalnızca Samanyolu'nda 5.000'den fazla onaylanmış ötegezegen ya da Güneş dışında bir yıldızın yörüngesinde dönen gezegenler olduğu biliniyor. Bu kadar çok ötegezegenin varlığı “Evrende yalnız değil miyiz?” sorusunu gündeme getiriyor. JWST’nin bizlerle paylaştığı görüntüdeki ötegezegen WASP-96 b, 1.150 ışıkyılı uzaklıkta bulunuyor. Bu ötegezegen, kütlesi Jüpiter’in iki katından daha küçük, ancak çapı 1,2 kat daha büyük olan bir gaz devi, NASA’nın deyimiyle “kabarık gezegen” olarak kabul ediliyor.

Yıldızının etrafında kısa bir yörünge periyoduna sahip olan ve yakındaki nesnelerin ışıkları yüzünden kirlenmemiş olan kabarık gezegen, JWST’nin optik gücü için ana hedef haline gelmiştir. Ancak bu görüntü, bir ötegezegenin atmosferinin değil, iletim çeşitliliğinin bir görüntüsü. JWST’nin paylaştığı görüntülere göre ötegezegende su işaretleri hatta bulutların varlığına dair izler mevcut.

JWST ayrıca resmi olarak NGC 3132 veya "Güney Halka Bulutsusu" olarak adlandırılan bir gezegenimsi bulutsuyu da inceledi. Bu incelemenin sonunda yıldızların öldükten sonra geride ne bıraktığına dair ipuçları da verdi. Bize yaklaşık 2.500 ışıkyılı uzaklıktaki bu bulutsu, daha önce Hubble Uzay Teleskobu tarafından da görüntülenmişti ancak NASA, JWST'den alınan bu güncellenmiş görüntünün, ikili yıldız sistemini çevreleyen zarif yapılar hakkında daha fazla ayrıntı sunduğunu açıkladı.

Görüntüdeki iki yıldızdan, sol altta daha sönük, ölmekte olan bir yıldız ve daha genç olan daha parlak bir yıldız yer alıyor. Görüntülerde ayrıca NASA'nın yıldızları çevreleyen "kabuklar" olarak adlandırdığı, her biri sönük, ölmekte olan yıldızın (sağdaki resimdeki sol altta yer alan beyaz cüce) kütlesinin bir kısmını kaybettiği bir dönem olduğunu da işaret ediyor. Yani yıldızlar yaşlandıkça, gücünü yitirdikçe evrene gaz ve toz kabukları salıyor.

İlk olarak Fransız gökbilimci Édouard Stephan tarafından 1877'de gözlemlenen Stephan Beşlisi, beş galaksinin tuhaf etkileşimini daha önce hiç görülmediği kadar ayrıntılı şekilde gösteriyor. JWST’nin paylaştığı bu son görüntü, bugüne kadarki en net ve büyük görüntü oldu.

Biraz yanıltıcı olan bu görüntüde, en solda yer alan gökada aslında ön planda ve bizden yaklaşık 40 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer alıyor. Geriye kadar dört gökada sistemi ise bize yaklaşık 290 milyon ışıkyılı uzaklıkta. Bu dört gökada birbirine o kadar yakın kümelenmiştir ki, aslında birbirleriyle etkileşirler. Görüntünün en dikkat çeken noktalarından biri ise en üstteki galaksinin merkezinde yer alan ve güneşin kütlesinin kabaca 24 milyon katı olan süper kütleli bir kara deliğin bile net bir şekilde görüntülenebilmiş olmasıdır.


Kaynak webtekno.com

 

Dünyayı Birbirine Katan İsrailli Casus Yazılım Pegasus’un Tamamen Devre Dışı Bırakılacağı İddia Edildi

İlk kez 2016 yılında tespit edilen ve İsrail merkezli NSO Group tarafından geliştirilen ‘Pegasus’ casus yazılımı, ortaya çıkarılan belgelere göre gazeteciler, devlet yetkilileri, iş insanları ve aktivistler gibi pek çok önemli insanın hedef alınmasını kolaylaştırmıştı. Pegasus, bugüne kadarki en büyük siber tehlike olarak nitelendiriliyordu.

Şimdiye Kadarki En İyi Kameraya Sahip Olabilir: Samsung Galaxy S23 Ultranın 200 Megapiksellik Bir Sensörle Geleceği İddia Edildi

‘Megapiksel’ dendiğinde teknoloji devi Samsung, akla ilk gelen isimlerden birisi. Yüksek çözünürlüklü görüntü sensörleri üretmeye başlayan şirketlerin başında gelen Samsung’un elinde 200 megapiksellik bir sensör olan ISOCELL HP1 bulunuyor ve Xiaomi ile Vivo'nun orta sınıf cihazlarına kurmak istedikleri bu rekor çözünürlükteki sensörde bir süredir gözü olduğu biliniyor.