Yazılım Öğrenmek Gerçekten Çok Para ve İş Garantisi mi Demek? Dünya Devlerinde Çalışan Mühendise Sorduk!

Bu dijitalleşmeyle birlikte, yazılıma olan ihtiyaç giderek arttı. Üniversite adayları bile öncelikli olarak yazılım sektöründe eğitim almayı düşünmeye başladı. Hatta pek çok kişi de kendi çabaları ve dışarıdan aldığı eğitimlerle bu sektöre adım atmak istiyor.

1.09.2022 21:00:27 tarihinde yayınlandı.

Bu dijitalleşmeyle birlikte, yazılıma olan ihtiyaç giderek arttı. Üniversite adayları bile öncelikli olarak yazılım sektöründe eğitim almayı düşünmeye başladı. Hatta pek çok kişi de kendi çabaları ve dışarıdan aldığı eğitimlerle bu sektöre adım atmak istiyor.

İşte biz de uçsuz bucaksız bir deniz diyebileceğimiz yazılım sektörünü, kariyerinde IBM (International Business Machines), Oracle gibi firmalarda çalışmış; şu anda da Avrupa'nın en büyük yazılım şirketi olarak görülen SAP’de görev alan Fırat Turan ile konuştuk. Fazla uzatmadan, sözü Fırat Turan’a bırakalım. 

Adım Fırat Turan. Bilgisayar mühendisiyim. 2002 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Ardından, Hacettepe Bilgisayar ve Başkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde master yaptım. Halen SAP’de Çözüm Mimarı olarak çalışma hayatıma devam ediyorum

2013 yılına kadar farklı firmaların Ar-Ge merkezlerinde Yazılım Mühendisi ve Yazılım Mimarı olarak görevler aldım. Belli bir noktaya geldikten sonra uluslararası bir firmada kendimi göstermem gerektiğini düşündüm. 2014 yılından itibaren IBM, Oracle gibi uluslararası firmalarda Çözüm Mimarı olarak görevler aldım. Halen SAP Türkiye'de Çözüm Danışmanı olarak çalışma hayatıma devam ediyorum. Çok uluslu global firmaların organizasyonları da çok büyük olduğu için, yazılım ve ürün geliştirme, teknik destek, satış ve servis hizmetleri gibi ekipler birbirleriyle sürekli koordineli olarak çalışmaktadırlar. Bu yüzden bölgesel olarak, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Asya Pasifik gibi bölgeler için organizasyonda kıvrımlar yapılarak global şirketlerin yönetimlerinin bölgesel çapta yürütülmekteleri sağlanmaktadır. Benim görevimi de EMEA olarak tanımlanan Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin olduğu bölgedeki müşterilerimize danışmanlık hizmeti olarak tanımlayabiliriz

Bilgisayar mühendisi olmaya henüz lise 2. sınıfta karar verdim. Programlama dillerine kafamda yatkınlık da vardı. Üniversiteye gidene kadar bir bilgisayarım yoktu. Yakın bir arkadaşımın Commodore 64'ünün üzerindeki oyunları, verdiğimiz ufak tefek komut satırları, fonksiyoniteler ve matematiksel hesaplarını kurcaladığımda bu işin çok ilerleyeceğini düşündüm ve ileride bilgisayar mühendisliği okumamın bana çok katkısı olacağına karar verdim. Bunların temelinde matematiksel bilim de yatar, orayı da çok seviyordum. Küçük komutları çalıştırıp gördüğüm zaman 'Tamam ben bilgisayar mühendisliği okuyacağım' dedim. Sonrasında üniversite döneminde bilgisayar - yazılım dünyası pik yaptı ve doğru karar verdiğimi anladım. O dönem bana verilen ödevlerin üzerinde laboratuvarlarda ekstra bir takım programlar yazarak geliştirmeye çalıştım kendimi. Yurt dışında, Amerika’da bu iş nasıl, doktora programları nasıl, Türkiye ve yurt dışındaki insanlar nasıl bir kariyer oluşturmuşlar öğrenmeye çalıştım.

Bizim zamanımızda internet dünyası da bu kadar geniş değildi. Yazılı basını sıkça takip ettim. Hürriyet’in İnsan Kaynakları ekinde Koç Holding vb firmalarda çalışan insanların terfilerini, kariyerlerini inceledim. Demek ki bu iş araştırmayla olacak dedim. Çalışmak ve araştırmak, paralel gidecek... Mezun olmamın ardından internet dünyası hızlandı, kafamda bu teoriyi oluşturduktan sonra ben de bu şekilde ilerleyeceğim dedim ve Koç, Turkcell gibi firmalardaki üst düzey yöneticiler oralara nasıl gelmişler bunu araştırdım. Sürekli aktif kalmak, kendini güncellemek gerekiyor. Bilgi sıcak kalmalı ve kendinizi aktif tutmalısınız. Masterlar, yüksek lisanslar yaparak sosyalleştim ve yeni insanlar tanıdım. Tabii ki bu sırada sektörden de insanları tanıyorsunuz. 

Alaylı ve okullu arasında muhakeme olayını, işin arka planını bilen okullu daha iyi yapabiliyor. Alaylı dediğimiz insanlar da o kadar çok kurs ve bireysel çalışmalara katılıyorlar ki, internet ve yazılım dünyasında kendilerini geliştiriyorlar. Bu meslek biraz da kişinin yatkınlığı ile alakalı. En önemli fark aslında diploma. Onların bu mesleğe sevdası ve yatkınlığı, diplomalı olan bir arkadaşa göre daha fazla olabiliyor. Bu şekilde ve iyi seviyelerde olan çok fazla arkadaşım var. Alaylının farkı, diplomalıya göre daha çok sevmesi diyebilirim. Çok seviyormuş ki orada ilerlemiş. 

Uluslararası bir şirketin avantajlarını görmek, kullanmak istiyordum. Yerli firmalara göre uluslararası firmaların koşulları, çalışanlarına bakış açıları daha farklı ve bunları deneyimlemek istiyordum. Çalıştığınız şirketlerde de zaman ilerledikçe sizi bu yönde iten bir hedef var. Yurt dışına çıkma hedefim de var, bunun da etkisi olabilir.

Avantajları için; çalışma kuralları, sınırları, iş yapış şekilleri genellikle bellidir. Birçoğu iş kadar çalışanlarının yaşam kalitelerine de değer verir. Şirketin farklı ülkelerdeki organizasyonlarında da çalışma şansınız olur. Bu önemli bir deneyim demektir. Oturmuş bir sistemleri vardır ve sistemdeki kurallara göre süreçler yönetilir. Şirketin başka ülkelerdeki ofislerinde çalışma şansınız olabilir. Bu şekilde hem dilinizi hem de yeni kültürleri deneyimleyebilirsiniz. Eğitim faaliyetleri, mentörlük, kariyer fırsatları bellidir. Çok daha iyi yan haklara sahip olabilirsiniz.


Kaynak webtekno.com