Sosyal Medyada "En Mükemmel Benim" Yarışına Girip Yalan Hayatlar Sunanların Psikolojisi: Ördek Sendromu

Psikologlara göre, sosyal medyada yaşadığı asıl hayatı göstermeyip kendini hep daha mükemmel gösterenler örnek sendromunu yaşıyor.

1.10.2022 13:45:15 tarihinde yayınlandı.

Psikologlara göre, sosyal medyada yaşadığı asıl hayatı göstermeyip kendini hep daha mükemmel gösterenler örnek sendromunu yaşıyor.

Onları takip eden insanlar kesinlikle bu kişilerin yaşantılarının iç yüzünü bilmiyor. Ki zaten bu kişiler,  ''beni anlamazlar'' diye düşünerek diğer insanlara kendilerini açmak istemiyor. Bu sendromla ilgili detaylara gelin birlikte bakalım. 

Görsel: Penguin Books .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Sosyal medyada ötekinin beğenisi almak için yapılanlar, görünenin aksine büyük bir efor gerektiriyor. İşte bu tıpkı suyun derininde yüzgeçlerini hareket ettiren bir ördeğe benziyor. Ancak ördekler, suyun üzerinde rahat bir şekilde kayıp gittiği için kimse onların derinlerdeki çabasını görmüyor. Bu sendrom, ilk olarak Standford Üniversitesi öğrencilerinde görülüyor. Uzmanlara göre öğrenciler, okuldayken akademisyenler, stajlar, sosyal projeler ve başka sorumluluklar ile büyük mücadeleler veriyor. Velhasıl Standford gibi başarı odaklı bir üniversitede, bu yüksek başarı beklentisinin altına eziliyorlar gibi düşünebilirsiniz. 

Görsel: Harvard Business Review .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Öğrenciler aslında yaşadıkları içsel depresyonu ve yeterince iyi olmadıklarını düşünme durumunu, diğerlerinden sakladıkları için bu tanım ortaya çıkmıştır. Çünkü bu gibi herkesin başarılı olduğu kurumlarda, başarısızlık hakkında konuşmak bile hoş karşılanmayabiliyor. Ki bunların konuşulması için uygun ortamın yaratılmadığını düşünen öğrenciler, bu sendromun etkisi altına girmeye mecbur kalabiliyor. Bu sendrom, ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı olan DSM'nin beşinci (DSM-5) baskısında henüz tanı almış patolojilerden değildir. O nedenle bu konu ile ilgili veriler, psikoloji alanındaki uzmanların görüşlerine ve yaptıkları çalışmalara dayanıyor.

Görsel: Reset .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Ördek sendromu yaşayan kişiyi en çok etkileyen detay psikologlara göre 'başkalarıdır'. Bu kişiler, başkalarının kendilerinden hep daha iyi olduğunu düşünüyor. Bu durumdan muzdarip olanlar psikologların gözlemlerine göre, eleştirilme korkusuna da sahiptir. Çalıştıkları ortamlarda ötekiler tarafından sürekli bir performans sınavına tabi tutulduklarını düşünürler. Hayatın yükü hep omuzlarındaymış ve bu nedenle devamlı zorlanıyorlarmış gibi hissedebilirler.

Görsel: The Economist .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Bu sorunu deneyimleyen kişiler, erken çocukluk dönemlerinde başarıya aşırı takıntılı diyebileceğimiz bir aile ortamında büyümüş olabilir. Psikologlara göre ebeveynlerden veya bakım verenlerden birinin aşırı koruyucu olma ihtimali de yüksektir. Böylece kişide başarıya çok fazla değer yükleme durumu görülebilir.

Görsel: Brides .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Sosyal medyada gezinirken, gece geç saatlere kadar kütüphanede ders çalıştıklarını iddia eden kişilerin görsellerini görebilirsiniz. Ancak belki bu kişiler sınavdan oldukça düşük not almış ve bunu telafi etmek için kütüphanede sabahlıyor olabilir. Yani her zaman gördükleriniz o kişilerin çok başarılı bireyler oldukları anlamına gelmiyor.


Kaynak webtekno.com

 

Netflixe Tıpkı TV Kanallarındaki Gibi Canlı Yayınlar Geliyor; Peki Reklamlar da Olacak mı?

İnternet kullanımının tüm dünyada yükselmesi sebebiyle son yıllarda sinema ve dizi platformlarına olan ilgi de hız kesmeden artmaya devam ediyor. Birçoğumuzun kullandığı dijital platform Netflix, 10 yıl sonra ilk kez abone kaybetmesine rağmen dünya çapında 220 milyondan fazla kullanıcıya sahip olmasıyla hâlen bu mecraların en popüleri durumunda.