İnsansı Robotlar ve Sesli Asistanlar Neden Çoğunlukla Kadın Olarak Tasarlanıyor?

Son zamanlarda Robot Sophia gündemden düşmek bilmezken öte yandan gelişen yapay zekâ araçları, “acaba daha ne kadar ilerleyecekler?” diye kara kara düşünmemize sebep oluyor. Örnek olarak DALL-E ve Midjourney gibilerinin kalitesiz görselleri en başta ağzımızı açık bıraktırırken şimdi, özellikle de Midjourney ile insan elinden ayırt etmesi zor görseller üretilebildiğini görüyoruz.

10.09.2023 05:00:14 tarihinde yayınlandı.

Son zamanlarda Robot Sophia gündemden düşmek bilmezken öte yandan gelişen yapay zekâ araçları, “acaba daha ne kadar ilerleyecekler?” diye kara kara düşünmemize sebep oluyor. Örnek olarak DALL-E ve Midjourney gibilerinin kalitesiz görselleri en başta ağzımızı açık bıraktırırken şimdi, özellikle de Midjourney ile insan elinden ayırt etmesi zor görseller üretilebildiğini görüyoruz.

Robotlar konusunda da büyük yol katettiğimizi unutmamak gerek. Hatta bazen Robot Sophia gibilerine baktığımızda “çok mu ileri gittik?” demeden de duramıyoruz. Bu robotların ve başta bahsettiğimiz yapay zekâ araçlarının nedense çoğunlukla kadın olduklarını görüyoruz. İyi de neden?

Temelde Siri, kadın sesiyle ortaya çıkmış ve farklı dillerin gelmesiyle birlikte farklı türde kadın ve erkek sesleri de eklenmişti. Sadece kelime anlamına bakacak olursak bile Siri, İskandinav kültüründe “zafere ulaştıran güzel kadın” olarak çevriliyor.

2011’de Karl F. MacDorman’ın ve ekibinin yaptığı bir çalışmada erkek ve kadınların, gelen seslere nasıl tepki verdiği ve hangi cinsiyeti tercih ettiği incelenmişti. Erkek ve kadın seslerinin yine erkek ve kadın katılımcılara oynatıldığı bu çalışmada erkekler, üstü kapalı herhangi bir ima göstermeden kadın sesini tercih ettiklerini belirtti. Kadınlar ise kadın sesini hem açık hem de üstü kapalı şekilde erkek sesine tercih etmişti. Daha sonra MacDorman'ın bu araştırmasının Siri ve Alexa'ya ilham verdiği tartışıldı.

Ve neredeyse hepsi de kadın. Bilgisayara mı geçtiniz? -en azından birkaç ay öncesinde- sizi Cortana karşılıyordu. Samsung ise S Voice’e sahipti. Böyle olunca da şirketlerin bunu bilerek tercih ettiğini düşünmek zor değil. Çoğu makaleye baktığımızda bunun cinsiyetçiliğe bağlandığını görüyoruz. Ne de olsa Siri, bakmaya üşendiğimiz bilgileri bize sunuyor ve sekreterliğimizi yapıyor.

Yine bir araştırmaya göz atalım. 2009’da Boston Bilim Müzesinde yapılan bir araştırma, erkeklerin kadın sesine sahip bir robota bağış yapma şansının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştu. Fakat kadınlar için sesin çok küçük bir fark yarattığı görüldü.

Biraz eski kaçsa da 1997’de yapılan bir araştırmanın da önemi büyük. Bu araştırmada, belli bir cinsiyetin sesini seçip kullanıcılara sunduğumuzda ve o ses dinlendiğinde, kullanıcıların kafasında o sesin cinsiyetine yönelik beklentilerin tetiklenebildiği görülmüştü.

O cihazlar her ne kadar hayatımızı kolaylaştırsa da bizden üstün olmaları bizi korkutuyor ve cinsiyetçilikten doğan düşüncelerle kadın sesine sahip olan asistanlar bizlerin güvende hissetmesini sağlıyor. En azından WIRED’dan Jessi Hempel konuyu böyle tek paydada toplamış.


Kaynak webtekno.com

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, 5Gye Ne Zaman Geçileceğini Açıkladı

Türkiye’nin 5G’ye geçişi henüz tam anlamıyla gerçekleşemedi. Öyle ki günümüzde bile 5G’nin kullanılabildiği tek yer İstanbul Havalimanı olmaya devam ediyor. Fakat sektörden 5G’ye yönelik yatırım açıklamaları son haftalarda peşi sıra gelmeye başlamıştı.

Parası Olan iPhone Almış: Apple, Üst Seviye Telefon Satışlarında Samsung ve Xiaomiye Fark Attı!

Küresel çapta pazar araştırmaları yapan Counterpoint, 2021 yılındaki akıllı telefon satışlarına ilişkin yeni bir rapor yayınladı. Yayınlanan rapor, fiyatı 400 doların üzerinde olan modelleri kapsıyordu ve istatistiklere baktığımızda, Apple'ın bu segmentte dünya çapında en çok satan marka olduğunu görüyoruz. Gelin hep birlikte Counterpoint'in yeni araştırmasının detaylarına bakalım.

Apple’ın ‘Uygulama Takibi Şeffaflığı’ Özelliği, Kişisel Bilgilerinizi Tamamen Koruyamıyor Olabilir

Apple, bu yıl tanıttığı ‘uygulama takibi şeffaflığı’ özelliğiyle kullanıcıların kişisel bilgilerini korumak için bir adım atmıştı. Telefona indirilen uygulamalar, bu özellik sayesinde kullanıcıların aktivitelerini otomatik olarak takip altına alamıyor ve kendileri tarafından onay almaları gerekiyor. Eğer onay verilmezse kullanıcıların aktiviteleri takip altına alınamıyor.