Webhocam

Akıllı telefon, bilgisayar ve internet kullanımının yaygınlaşması, hayatımızın hemen her alanda dijitalleşmesine yol açtı. Bu da elbette siber güvenliği hiç olmadığı kadar önemli bir noktaya getirdi. Yapılan araştırmalar ise Türkiye'deki siber saldırıların sayısının hiç olmadığı kadar yükseldiğini ortaya koyuyor. Siber güvenlik şirketi WatchGuard tarafından yapılan bir araştırmaya göre yılın ilk ayında, ülkemizde her 20 saniyede 1 siber saldırı gerçekleştirildi. İnternet erişimi olan herkesin kendini çok iyi bir şekilde koruması gerekiyor.

WatchGuard Tehdit Laboratuvarı tarafından yapılan araştırmaya göre yılın ilk yarısında 684 bin 296 adet siber saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırılarda en çok Gen:Variant.Lazy ve Adware.Generic türlerinin tercih edildiğini açıklayan WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, saldırıların yüzde 6'lık bölümünün ise sıfırıncı gün saldırıları olduğunu aktardı. Evmez'e göre daha önce karşılaşılmayan sıfırıncı gün saldırıları için geleneksel yöntemler yerine karmaşık ve sağlam güvenlik tedbirleri alınması gerekiyor.

WatchGuard'ın araştırmasına göre hackerlar, şirketlerin veri depoladıkları ağ sistemlerini hiç olmadığı kadar önemsemeye başladılar. Öyle ki yılın ilk yarısında ağlara yönelik 7.297 siber saldırı gerçekleştirildi. Aynı sayının geçtiğimiz yıl 4.551 olduğunu söyleyen Yusuf Evmez, “WEB Directory Traversal” saldırı türünün özellikle yaygınlaşmaya başladığını söylüyor. Güvenlik açığı tabanlı bir teknik olan WEB Directory Traversal saldırıları, verilerin rastgele okunmasına imkan tanıması nedeniyle kritik önem arz ediyor.

İLGİLİ HABER Avustralya Başbakanı Önerdi: Telefonlarımızı Düzenli Olarak Kapatıp Açmak Bizi Gerçekten Hackerlardan Korur mu?

WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Satış Mühendisi Alper Onarangil'in açıklamalarına göre ise ağlara yönelik saldırılar sonucunda verilerin Dark Web'e saçılmasının temel nedeni hem şirketler hem de bireysel kullanıcılar için basit şifreler. Güçlü şifrelerin siber saldırılara karşı korunmada ilk basamak olduğunu söyleyen Onarangil, çok faktörlü kimlik doğrulama yöntemleri ile riskin daha da düşürülebileceğini ifade ediyor.