Neden Uzay Teleskopları Galaksilerin Fotoğrafını Çekerken Gezegenlerin Yüzeyini Çekemiyor?

İnsanlığın yüzlerce hatta binlerce yıldır merak ettiği uzay, nihayet uzay teleskopları ile yavaş da olsa keşfedilmeye başlandı. Hubble ve James Webb gibi uzay teleskopları sayesinde binlerce, hatta yüzbinlerce ışık yılı ötedeki gezegenleri fotoğraflayabiliyoruz.

15.07.2022 02:00:22 tarihinde yayınlandı.

İnsanlığın yüzlerce hatta binlerce yıldır merak ettiği uzay, nihayet uzay teleskopları ile yavaş da olsa keşfedilmeye başlandı. Hubble ve James Webb gibi uzay teleskopları sayesinde binlerce, hatta yüzbinlerce ışık yılı ötedeki gezegenleri fotoğraflayabiliyoruz.

Ancak her nasılsa bu uzay teleskopları gezegenlerin yüzeylerini görüntüleyemiyor. Nasıl oluyor da galaksilerin fotoğraflarını çeken bu teknolojik cihazlar böyle ‘basit’ bir görevi yerine getiremiyor? Gelin hep beraber teleskopların nasıl çalıştığına ve bu durumun neden mümkün olmadığına yakından bakalım.

Aslında bu sorunun cevabını anlamamız için öncelikle teleskopların nasıl çalıştığını bilmemiz gerekiyor. Pek çok kişinin bildiği üzere teleskoplar, doğrultulduğu yöndeki ışığı içerisindeki lensler yardımıyla odaklayarak bizlere görüntü sunar. Ancak uzay teleskoplarında bu durum biraz daha farklıdır. Uzay teleskopları ise devasa birkaç lens ve onlarca ayna kullanarak maksimum seviyede ışık toplar.

Uzay teleskoplarında ayna adı verilen parçalar bulunmaktadır. Bu parçalar gök cisimlerinden gelen ışınları toplayarak teleskobun içindeki farklı türde ışıkları algılayan lenslere gönderir. Kızılötesi ve ultraviyole gibi ışıkları birbirinden ayıran bu lensler, onlarca aynadan gelen ışınları toplayarak gezegenimizdeki uzmanlara gönderir. Daha sonra uzmanlar, gelen görüntüleri birleştirerek bizim gördüğümüz muhteşem uzay fotoğraflarını oluşturur.

Teknolojinin doruğunda lensler ve aynalarla donatılan uzay teleskopları, gezegenimizden binlerce ışık yılı uzaklıktaki galaksilerin görüntülerini bizlere ulaştırabiliyor. Bunun sebebi ise galaksilerin gerçekten çok ama çok büyük olması. Örnek vermek gerekirse bizim de içinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi aslında o kadar büyük ki yarıçapı 696.340 km olan Güneş’ten tam 890 milyar kat daha büyük.

Durum böyle olunca devasa galaksilerin yaydığı ışığı yakalamak teleskoplar için çok daha kolay oluyor. Belirli bir miktarda ışığı toplamak üzere ayarlanmış olan uzay teleskopları, galaksilere kıyasla toz tanesi gibi görünen gezegenlerin ‘soluk’ ışıklarını yakalamakta zorlanıyor. Tabii ki bazı gezegenlerin atmosferlerini kaplayan toz ve gaz bulutlarını da unutmamak lazım. Durum böyle olunca da devasa galaksileri fotoğraflayan bu teleskoplar, gezegenleri gözlemlememize pek de yardımcı olamıyor.

Galaksiler, devasa oldukları için çok fazla ışık yayabiliyorlar. Gönderdikleri ışınlar o kadar güçlü ki uzay teleskopları o ışınları binlerce ışık yılı uzaklıktan bile algılayabiliyor. Ancak tabii ki o galaksiyi şu anda fotoğraflıyor olmamız galaksinin şu anda var olduğu anlamına gelmiyor. Eğer 1 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir gök cisminin fotoğrafını çekiyorsanız bu, o gök cisminin 1 milyon yıl önceki halinin fotoğrafını çektiğiniz anlamına geliyor. Yani aslında şu anda James Webb Uzay Teleskopunun fotoğrafladığı galaksilerin hiçbirisi var olmuyor olabilir.

Bilim insanları ise sürekli olarak daha gelişmiş teleskop lensleri ve aynaları üretebilmek için çalışıyor. Kim bilir belki gelecekte o uzak galaksilerin gezegenlerini de fotoğraflayabiliriz.


Kaynak webtekno.com

 

23 Tonluk Uzay Roketi Dünyaya Düşüyor: Gezegenimize Çakılacağı Zaman Açıklandı

Geçtiğimiz yıl kontrolden çıkan bir roket parçası, Dünya’ya düşmek üzere bilinmeyen bir yolculuğa girmişti. Parçanın nereye düşeceği tahmin edilemezken, neyseki korkulan olmamış ve parça Hint Okyanusu’nda yerleşim yerlerinden uzağa düşmüştü. Söz konusu roket Çin’in Long March 5B roketine ait olurken, bugün yine aynı roketten benzer bir haber geldi.

Steve Jobs, Yapay Zekâyla "Hayata Döndürüldü"!

Hayatını kaybetmiş ünlü isimlerin yapay zekâ ile “hayata geri getirilmesi” etik bir tartışma konusu olmaya devam ederken, geçtiğimiz günlerde bu tartışmayı alevlendiren bir proje daha hayata geçti. Dünyaca ünlü podcast yayıncısı Joe Rogan, Steve Jobs ile röportaj yaptı. Fakat aslında Joe Rogan bile gerçek değildi.